Yine bir yılın sonuna geldik. Karda mıyız? Zararda mıyız? Belli bile değil. Adeta selin, önüne kattığı çer-çöp misali hedefsizce bir sona doğru gidiyor bizim hayatımız. Bütün sermayemiz zaman iken yaptığımız tek şey hoyratça o sermayeden yemek suretiyle zarar etmek. Bu öyle bir zarar ki, kardan zarar değil, sermayeden zarar. Âlemlerin Rabbi “Ve asra yemin olsun ki, insan daima zarardadır” (Asır suresi, 1-2) buyurmasına rağmen, biz ne yazı ki bu şekilde ki gidişatımıza yaşam diyoruz.
Rabbimiz Kur’an’da “Muhakkak ki insan Rabbine karşı çok nankördür” (Adiyat suresi, 6) gerçeğini hatırlatırken, aslında insan bu hakikat karşısında şöyle bir durmalı ve Allah’ın verdiği ömür sermayesini nasıl ve nerelerde heba ettiğini düşünerek “ben bu kadar yaşadım, peki elimde ne var” diye kendisini adeta hesaba çekmelidir. Yani hesaba çekilmeden önce kendini hesaba çekmelidir. Kısacası ölmeden önce, ölmenin provasını yapmalıdır.
Hani Kur’an’da Hz. Musa(as) Rabbi ile görüşmek üzere tur dağına çıkmış ve dağdan inmesi gereken zamandan daha uzun sürmüştü. Hz. Musa’nın(as) dağdan inmesinin gecikmesi üzerine kaypak imanlı Yahudiler, Samiri adında bir put sevdalısının önderliğinde, altından bir buzağı heykeli yaparak ona tapmaya başlarlar. Hz. Musa(as) ya yardımcı olarak verilen Hz. Harun(as) bile kendisine yapılan tehditler yüzünden bu rezalete engel olamaz. Hz. Musa(as) dağdan indiğinde gördüğü bu manzara karşısında “Rabbim sen içimizdeki bir takım beyinsizler yüzünden bizi helak mı edeceksin” diye yalvarmış ve Allah’a sığınmıştı. Çünkü Hz. Musa biliyordu ki âlemlerin Rabbi olan Allah(cc) istese bu beyinsiz güruhu helak ederdi ve içinde masum veya suçlu herkes bu beladan nasibini alırdı.
Şimdi bizlerde kendimize sormalıyız: Yılbaşı gecesi yapılan tüm pislik ve çılgınlıkların yanı sıra, artık Müslümanların içinde bile nefislerine ve şeytana uyarak dünyaperest olmuş taklitçi ve sonunu düşünmeyen bir kitle oluşmuş durumda. Bizler Müslümanları günaha ve isyana sürükleyen beyinsiz güruhun yılbaşı gecesinde yapacakları günahlar ve isyanlar karşısında Allah’a yalvarmalı ve Rabbimizin bu beyinsizler yüzünden bizleri helak etmemesi için dua etmeliyiz. Rabbimize bu yılbaşı gecesinin fitnesinden ve pisliklerinden dolayı iltica etmeliyiz.
Bakınız herkes milli piyango alıyor, herkes istediği gibi tüketiyor, herkes bu gece istediğini istediği şekilde özgürce yapmak için hazırlıklar yapıyor diye bu beyinsizlere uyarak ben niçin yapmayayım deyip nefis ve şeytanın tuzağına düşmemeliyiz. Daha uyanık ve nefsine hakim olan bir konumda durmalıyız ve durmak zorundayız.
Tıpkı bir öğretmenin imtihan bitince “sınav bitmiştir, kalemleri bırakın” dediği gibi, Azrail’in(as) imtihan bitmiştir, kalemleri bırakın ikazı gelmezden evvel, aklımızı başımıza almalıyız. Çünkü ölüm öldürülmüyor ve kabir kapısı kapanmıyor. Hal böyleyken aklıselim ile düşünmeli, Allah ve Resul’ünün çizdiği yolda yürümeye gayret etmeliyiz. Bizler Allah ve Resul’üne savaş açmış olan şer odaklarına, her ne sebeple olursa olsun karşı durmalı ve gençliğimizi ve geleceğimizi zehirlemeye çalışan bu derin düşmanlara fırsat vermemeliyiz.
Unutmayalım ki, yılbaşı gecesinde Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışan arızalı zihinlerin ürünü olan Noel ve yılbaşı kutlamalarının Allah (C.c.)a isyan olduğunu ve bizleri harama davet ettiğini görelim ve görmeye çalışalım. Yılbaşı gecesinde bütün dünyada Allah’a karşı küresel bir isyan başlatan bu şer odaklarına karşı, bizlerde secdemizle, ibadetimizle, imanımızla ve tevhid inancımızla karşı durmalıyız ve durmak zorundayız.
Bu dünyaya izzetli geldik, şerefli çıkmayı bilmeliyiz.
Kalın sağlıcakla,
Ayhan TOPÇU
Eğitim Uzmanı