Çocukla çalışan, çocuğa dair bir mesleği olan herkesin görevlerinden birisi de çocuk dünyasını bilmek ve tanımak olmalıdır. Çocuk dünyasının gerçeklerini bilmeden bir çocuğun kalbine ulaşmak, o kalpte iz bırakmak pek mümkün değildir. Yetişkin dünyasının doğruları ile çocuklara yaklaşmak onları zedeleyebilir. Bu kısımda, çocuk dünyasının önemli kavramları ve bu kavramların eğitim süreci içinde nasıl ele alınacağı anlatılacaktır.
Çocuk Dünyasına Açılan İlk Kapı: Oyun
Çocuk dünyasının olmazsa olmazlarından birisi oyundur. Çocuklar doğumdan itibaren müthiş bir oyun aşkı ile doludur. Oyun onlar için nefes alıp vermek kadar önemli bir eylemdir. Aynı zamanda bir ihtiyaçtır. Çocuk oyun yolu ile dünyayı anlar, gelişimini hızlandırır ve yaşadığı deneyimleri çözümler. Bu nedenle oyun, çocuk için lüks ya da gereksiz bir etkinlik değil, önü açılması gereken bir ihtiyaçtır. Oyun, aynı zamanda yeni bilgilerin hazmedilmesini sağlar. Bu nedenle çocuklarla yapılacak her türlü eğitimde oyuna mutlaka yer verilmelidir. Çocuklar için bir eğitim planlayıp işin içine oyunu katmamak çocuk dünyasına uzak kalmak demektir.
Oyun Kur’an kurslarına iki şekilde katılabilir. İlki bazı kavramları ve değerleri oyun içinde çocuğa öğretmektir. Özellikle olumlu davranışlar (yemekten sonra dua etme, eve girince selam verme, Allah’a sığınma ve dua etme) ile ilgili kısımlar bir oyun içinde çocuğa öğretilebilir. Çocuk bu şekilde hem eğlenmiş hem de öğrenmiş olur.
Oyunun diğer kullanım şekli ise herhangi bir öğretim amacı gütmeden sadece eğlenmek için oyun oynamaktır. Bu amaçla programın herhangi bir kısmına “oyun saati” konulabilir. Burada çocuklarla geliştirici ya da doğal oyunlar oynanabilir. Ya da çocuklar serbest oynaması için özgür bırakılabilir.
Çocuk Dünyasına Açılan İkinci Kapı: Hareket
Biz yetişkinler hareket etmeden belli bir süre durabiliriz. Bu bizim için normal bir davranıştır. Ancak çocuğun yapısında hareket etmek vardır. Hareket edemeyen çocuk strese girer. Bu nedenle çocukların eğitim ortamları içinde yeteri kadar hareket etmesi sağlanmalıdır. Çocukların harekete olan ihtiyaçlarını anlamak için bir teneffüs vaktinde okul bahçelerini gözlemlemek yeterlidir. Çocuklar teneffüsle birlikte bahçeye çıkarlar ve delicesine koşarlar. Bu onların hareket ihtiyacından kaynaklanır.
Çocuk Dünyasına Açılan Üçüncü Kapı: Merak
Çocuklar dünyaya yoğun merak duygulan ile gelirler. Bu duygu, onların dünyaya hızlıca adapte olup kısa sürede hayatı öğrenmelerini sağlar. Çocuk bu merakı sayesinde, yürümeyi, konuşmayı, eşyaların adını ve ne işe yaradıklarını kısa sürede öğrenir. Çocukların merak duygulan özellikle yeni ortama girdiklerinde çok tahrik olur. Çocuklar çekmecelerin ve dolapların içini, kitaplardaki resimleri, mekândaki cihazları merak edip ne işe yaradıklarını ve nasıl çalıştıklarını öğrenmek isterler.
Dikkat edilmesi gereken öncelikli konulardan biri de, çocukların cami ve kursta olası merak edebileceği şeyleri tahmin etmek ve çocukların bu meraklarını gidermektir. Eğer eğitimi yazlık olarak camilerde veriyorsanız camiler çocuklar için ilginç ve sıra dışı mekânlardır. Odası yoktur, tavanı yüksektir ve içinde mobilya bulunmaz. Camiye giren çocuk minareyi, minberi, mihrabı, müezzin mahfilini, renkli camları, mikrofon sistemini, büyük saatleri, seramik duvarları merak edebilir. Cami dışında medrese, yurt veya okul tarzı bir kurumun da kendine has özellik ve dikkat çeken eşyaları tanıtılabilir. Eğitimin başlangıcında çocuklara teker teker bu mekânları tanıtmak, onlar hakkında bilgi vermek yerinde olur. Çocukların mekânla ilgili merak duygularını gidermek, onlarda görülen “yaramazlık” ya da “etrafı kurcalama” dediğimiz davranışları azaltabilir.
Merak ile ilgili eğitimcilerin dikkat etmesi gereken bir diğer konu ise öğretimi planlarken sorularla çocukların merak duygusunu diri tutup, öğrenmeyi kolaylaştırmaktır. Bir çocuk için en zor şeylerden biri merak etmediğini öğrenmektir. Merak etmediğini öğrenen çocuk zamanla öğrenmeden soğur. Bu nedenle çocuklara yönelik her öğrenme faaliyeti, merak uyandıran sorular ve öykülerle başlamalıdır. Bir çocuk, merak duygusu harekete geçtikten sonra rahatça öğrenme gerçekleştirebilir.
Çocuk Dünyasına Açılan Dördüncü Kapı: Hayal
Çocukların biz yetişkinlerden üstün olduğu bir alan da hayal gücüdür. Çocuklar çok zengin bir hayal gücüne sahiptir. Eğitimcilerin görevlerinden biri de çocukların bu gücünü korumasına yönelik çalışmalar yapmaktır. Her günün sonunda “Hadi hayal kuralım.” diyerek gün içinde işlenen konularla ilgili 10-15 dakikalık hayal kurmak hem çocukları eğlendirir, hem de onların hayal dünyalarını diri tutar. Ahlak dersinde büyüklere saygı ve yardım etme gibi konular işlendiğinde, çocuklara hayalen bir yaşlıya yardım ettikleri ve karşıdan karşıya geçmelerine yardım ettikleri hayal ettirilebilir.
Çocuk Dünyasına Açılan Beşinci Kapı: Sevgi ve Şefkat
Çocuk için şefkat ve sevgi demek her şey demektir. Balıkların su dışında yaşayamaması gibi çocuklar da sevginin ve şefkatin olmadığı bir ortamda yaşamakta zorlanırlar. En iyi öğretim teknikleri ve teknolojileri ile donatılmış bir programın içinde sevgi ve şefkat yoksa bu program çocuklara uygun değildir. Çocuk, ancak sevildiğini ve değer gördüğünü hissettiğinde öğrenme kanallarını açar. Sevilmediği bir ortamda zihnini, duygularını kapatıp kendini izole edebilir. Bu nedenle öğretimden önceki hedef, çocuklar tarafından sevilir olmaktır. Çocuklar mekânı, eğitimciyi sevdikten sonra kendi zihin kapılarını açarlar ve daha kolay öğrenirler.
Kalın sağlıcakla
Ayhan TOPÇU
Eğitim Uzmanı
Kaynakça
-Pedagoji Derneği Yayınları
-Helen Bee, Denise Boyd, Çocuk Gelişim Psikolojisi, Kaknüs Yayınları
-Jean Piaget, Barbel Inhelder, Çocuk Psikolojisi, Pinhan Yayıncılık
-Prof. Dr. Sefa Saygılı, Çocuk Psikolojisi, Nesil Yayınları