Ülke, belde, köy, kasaba, din, dil, ırk ve yaşam tarzı ayırt etmeksizin toplumun her kesiminde zihnimize ve ruhumuza yerleşmiş ve toplumun ortak kavramı, ortak kültürü haline gelmiş “Sosyal Medya” çöplüğüyle ilgili birkaç söz söylemem yerinde olur diye düşünüyorum. Genel kabul gören sosyal medya kavramı aynı zamanda, dünyayı kendilerine bahşedilmiş bir yer görüp diğer insanların da kendilerine hizmet etmek için yaratılmış köleler olduğunu iddia eden zihniyet tarafından birer sömürü ve istismar aracı olarak kullandığı sanal savaş aracı hâline gelmiştir. Şimdi hep birlikte sosyal medyanın bu günkü yapısının özgürlük mü yoksa esaret mi bu anlayışa göz atalım.
Duyu organımıza ve gönlümüze hoş gelen söylemler her zaman savunma mekanizmamızın zayıflamasına sebep olmuş ve olayların gelişim ve sonuç süreçlerini sağlıklı değerlendiremez duruma gelmemiz ile neticelenmiştir. Artık sayısız mecrayı birbirine bağlayan, “biz de varız” diyebildiğimiz modern ağ toplumunun bireyleri (köleleri) hâline geldik. Bilgi üretip yorum yapabilen, medya süreçlerinden, bilgi üretmekten yoksun, amaçsız ve etkileşime açık medya süreçleri dönemine ayak bastık. Artık ben de varım, ben de söz sahibiyim düşüncesiyle, kişisel yaşantımıza ve özel hayatımıza dair çok fazla bilgiyi paylaşmaya başladık. Adeta özel hayatımız ve hatta yatak odamız insanların sanal âleminde rahatlıkla kirlettikleri birer sokak haline geldi. Üniversiteye başladık, mezun olduk, işe başladık, nişanlandık, evlendik, çocuğumuz oldu, çocuğumuz okula başladı ve biz hep paylaştık. Sanki paylaştığımız şeyler öylece kalıyor, kimse bu bilgileri kaydetmiyor, değerlendirmiyor gibi. Hatta bazen bu paylaşımlar mahremiyet sınırlarımızı bile hasara uğratır seviyelere ulaştı. Düşünün ki siz günün birinde dur hele şu internet geçmişimi bir sileyim dediniz ve internet geçmişinizi sildiniz. Acaba gerçekten geçmişinizi sildiniz mi? Veya biran sildiğinizi farz edecek olsak bile acaba geçmişinizden bu kadar kolay kurtulmak kolay mı? Mesela Allah’ın hiç durmayan gerçek kaydedicilerinin sizin hakkınızdaki geçmiş kaydı silinemiyor ve çöpe atılıp yok edilemiyor. Allah’ın insanlık için oluşturduğu bu muhteşem hafıza ne olacak, bu geçmişi silebilecek misiniz? Eğer silemeyecekseniz yüzleşmek için ne gibi bir geçer sebebiniz var? Veya ey sosyal medya çöplüğünün fareleri, siz yoksa bir yerlerden kurtulma reçetesi mi aldınız?
Yüz yüze iletişime bir alternatif olarak çıkan, insanı individüalizme (bireyciliğe) esir eden, başkalarının derdi ile hemhâl olmayı, yolda kalmışın elinden tutup yetimi doyurmayı “bir twit de sen at” sloganı seviyesine kadar düşüren, ahlâk ve maneviyata darbe üstüne darbe indiren, Allah(cc) ‘ın zinaya yaklaşmayın dediği halde, zinaya yaklaşmaya en müsait ortam hâline gelen, insanın kendini olduğundan farklı göstermesine en büyük imkânı sağlayan sosyal medyaya temkinli yaklaşmak sizce en önemli görevlerimizden bir olmalı değil mi?
Sosyal medya başta olmak üzere, yeni medya ürünleri ve teknolojileriyle sürekli bir vaziyette takip edildiğimizi, profillerimiz başta olmak üzere, tüm paylaşımlarımızın, yazdıklarımızın, arama motorlarına girdiğimiz kelimelerin, izlediğimiz videoların, bulunduğumuz mekân konumlarının, kullandığımız programların, kredi kartı ile yaptığımız alış verişlerin ve daha birçok şeyin kayıt altına alındığını biliyor muydunuz? Tüm kullanıcı profillerinin, inançlarından medeni durumlarına, aylık gelirlerinden ne iş yaptıklarına, hangi ideolojiye sahip olduklarından doğum tarihlerine, neler okuduklarından nerede yaşadıklarına kadar kaydedildiğini ve sadece bu verilerin kayıtlarda kalmayıp, bu kayıtların analizlerinin yapıldığını, raporlarının hazırlanarak sosyolojik tahliller üretildiğini biliyor muydunuz? Elbette bu raporlar İslâm âlemine ve bütün insanlığa daha huzurlu bir dünya oluşturmak için kullanılmadığını da biliyorsunuzdur?
Twitter’da yapılan bir hashtag çalışmasında, mesela #benimicinislambirligi diyerek birkaç saat içinde milyonlarca insanın “İslâm Birliği” hakkındaki görüşlerinin toplandığını gözden kaçırmayalım. Sizin anket şirketlerine parayla dahi yaptıramayacağınız büyüklükte bir işi adamlar bir kuruş harcamadan, sizin elinizle, sadece bir sosyal medya hesabı ile yapıyor. Bu veriler ve analizler neticesinde de kontra aktivitelerine fikirsel ve fiziksel takviye sağlıyorlar. Acaba neden sosyal medya hesaplarının neredeyse tamamı ABD menşeili, facebook Çin’de neden yok, neden Çin devletinin kendilerine ait millî yazılımlı bir alternatif facebook programları var, kredi kartı kullanımına zorlayan ve ihtiyaç fazlası tüketimi tetikleyen internet alış-verişlerinde yerli esnaf ne kaybediyor, küresel güçler ne kazanıyor? Bunları iyi düşünmemiz, iyi hesap etmemiz gerekiyor.
Tüm bu bilgilerden sonra şimdi siz karar verin: “Sosyal medya özgürlük mü, esaret mi?” Kararınızı verin ve yenidünya düzeninin zalim yöneticilerinin sizi, insan hakları, eşitlik, adâlet ve özgürlük terennümleri ile aldatmalarına asla müsaade etmeyin.
Kalın sağlıcakla,
Ayhan TOPÇU
Eğitim Uzmanı