20 Aralık 2016 tarihinde Ankarada Rus büyükelçisi Andrey Karlovu arkasından kalleşçe vurarak öldüren polis giysili Fetö terör örgütü mensubu katil Mevlüt Mert Altıntaş hakkında “A radical Islamic terrorist/ Bir köktendinci İslamcı terörist” şeklinde açıklama yapan ABDnin müstakbel başkanı Sayın Donald J. Trump büyük bir hata etmiş ve yine İslama olan kin ve nefretini kusmuştur.
Oysa Donald J. Trumpın başkanı olacağı ülke, söz konusu terör örgütünün liderine ev sahipliği yapmaya devam etmektedir. ABD, AB ve İsrailin maşa olarak kullandığı bu tür adamlar, kendilerini müslüman zanneden müşrik, münafık ve fasıkların ta kendileridir; bunların İslam ile zerre kadar alakaları yoktur. Siyasal İslam denilince tüyleri diken diken olan bu adamlar, aldıkları emir gereği “Rusya ile Türkiyenin düzelen ilişkilerini bozmak amacıyla” bu terör eylemini gerçekleştirmişlerdir. Dolayısıyla bu alçakların yaptıkları eylemleri İslama mal etmek son derece çirkin ve yanlıştır.
Kaldı ki parayla satın alınmış sözde bir müslümanın/ müşrikin/ fasıkın/ mücrimin yaptığı terör eylemini İslâma mal etmek müslümanların haklı öfkesini çekecektir. Zira burada bir hedef saptırma ve algı operasyonu vardır. Bilerek bunları tekrarlamak ve İslâm ile terör kavramlarını yan yana kullanmak, bu son dini şiddet ve vahşet diniymiş gibi göstermeye çalışmak apaçık bir nefret suçudur. Kitlelerin tek umudu olan İslâmı bu şekilde karalayanlar sömürü düzenlerini devam ettirmek isteyen şer odaklarından başkası değildir.
Sayın başkan ve onun gibi olanlar bu nefret suçunu işlemekten derhal vazgeçmelidir.
Eğer seçilmiş başkan Donald Trump gerçekten ilkeli ve tutarlı ise 2011 yılında Norveçte 77 kişiyi hunharca katleden ve 242 kişiyi de yaralayan polis giysili Andres Behring Breivik hakkında da “A radical Christich terrorist/ Bir köktendinci Hıristiyan terörist” şeklinde açıklama yapmak ve geçmişte yaşanan bu kalleş saldırıyı da kınamak zorundadır. Müslümanlar bunu kendisinden istemekte ve beklemektedir.
Sonuç olarak, hiçbir kimse bundan sonra İslâm ile terör kelimelerini yan yana kullanmamalıdır. Israrla İslam ve terör kavramlarını yan yana kullanmaya devam etmek, İslâm ile terörü özdeşleştirmeye çalışmak “bir hıristiyan, yahudi, budist veya hindu benzer terör eylemlerini yaptığında onların dinlerinden hiç söz etmemek” tam bir çifte standarttır. Bu tür çifte standart sahiplerinin ilkeli, onurlu, şerefli, ahlaklı ve namuslu insanlar olduklarını söylemek ise oldukça zordur. (03.01.2017)
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN
Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi