Günümüzde bazı müslümanlar ellerinde hiçbir somut delil/ veri/ kanıt olmadan ve Yüce Allah’tan korkmadan kolay bir şekilde bazı İslam âlimlerine dil uzatmakta ve onları pervasızca yaftalamaktadır. Böyle bir durumu İslam ahlakıyla bağdaştırmak elbette mümkün değildir. Dolayısıyla bu kimselerin İslam ahlâkından nasibini almamış ve imanlarına şirk bulaştırmış müfteriler olduğunu söylemek de bir sakınca yoktur.
Şu misalle ne demek istediğimizi açıklayalım:
Örneğin bir kimse elinde yeteri kadar delil olmadan bir müslümanı “rasyonalist” veya “gelenekçi” olmakla yaftalarsa yanlış bir iş yapmış olur. Çünkü Batılıların ürettiği ve dilimize sokmayı başardığı bu kavramları bir kişi veya grup için kullanmak itikâdî açıdan bazı riskler taşır ve bu yaftalamayı yapan şahıs veya şahıslar vebal altında kalır.
Bilindiği üzere İslam’da aklı kullanmanın tartışılmaz bir yeri vardır ama İslam’da en üst otorite “akıl” değil “vahiy”dir. Dolayısıyla bir müslümanın “rasyonalist” olması asla düşünülemez. Bu bakımdan aklı kullanmanın öneminden bahseden birine hemen “rasyonalist” damgasını vurmak ve onu itibarsızlaştırmaya çalışmak son derece yanlıştır.
Aynı şekilde müslümanlar geleneklerini kayıtsız şartsız otorite kabul etmez ve edemez. Zira Kur’ân, müşrik Arapları bununla suçlamış ve atalarının yanlışlarını sorgulamalarını ve bunu tekrar etmemelerini tavsiye etmiştir. (Bakara, 2/170; A’râf, 7/28, 70; Yunus, 10/78; Nahl, 16/35; Necm, 53/23). Bu itibarla gelenek, vahyin ve marufun kriterlerinden geçer not alıyorsa değerlidir ve devam ettirilmelidir, değilse terk edilmelidir. Dolayısıyla gelenekçilik yapmayan bir müslümanı “gelenekçi” olarak yaftalamak doğru değildir. Elbette bir müslüman İslam’a aykırı olmayan geleneklere sahip çıkabilir ki bu doğru olandır. Ancak bir müslüman vahye aykırı geleneklere sahip çıkamaz, bunların savunuculuğunu yapamaz, yapıyorsa problem İslâm’da değil kendisindedir.
Sonuç olarak, Batılıların ürettiği kavramların ne manaya geldiğini bilmeden/ araştırmadan “kendini o kelimelerle ifade edenler” de, “sevmedikleri kimseleri o tabirlerle yaftalayanlar” da büyük bir yanlışın içindedir. Özetle, bir müslüman “rasyonalist” veya “gelenekçi” olamaz. Aklı kullanmayı savunanlara “rasyonalist” veya dine aykırı olmayan geleneklere sahip çıkanları da “gelenekçi” olarak yaftalamak büyük vebaldir
Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Emin SEYHAN
Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi