Kadın bedeni üzerinden para kazanmak gayr-i ahlâkî ve gayr-i meşrû bir faaliyettir. Her kim bu ahlaksızlığı yapıyor veya savunuyor ise büyük bir yanlış yapmaktadır. Zira aklıselim sahibi bir insanın fahişeliği normal karşılaması veya savunması mümkün değildir.
Müslümanların yaşadığı bir ülkede rızayla yapılan fuhşun meslek sayılması/ kadın bedeninin satılması, insan onuru ve haysiyetiyle bağdaştırılamayan bir durumdur. Kaldı ki fuhuş yapmak, “özel hayata saygı kapsamında korunması gereken bir hak” değildir.
Kadın bedeni üzerinden para kazanmayı normal karşılayanlar insanlıktan nasibini almamış zavallı kimselerdir. Zira empatiden yoksun bir insanın fahişeliği normal görmesi veya savunması onun fıtratına yabancılaştığının ve vicdanının kapkara olduğunun bir delilidir.
Para karşılığı fuhuş yapan, yaptıran, bu kadınlardan faydalanan, fuhşa aracılık eden kimseler insan onuru ve haysiyetiyle bağdaşmayan bir fiili işlediklerini bilmek zorundadırlar.
Ülkemizde ve dünyada kadınların haklarını savunduğunu iddia eden “kadın hakları derneklerinin” bu rezalete seyirci ve suskun kalması, bunların tedricen ortadan kaldırılmasına yönelik faaliyetler yapmaması, projeler geliştirmemesi, kamuoyunda farkındalık ve duyarlılık oluşturmaması, çiçek böcek edebiyatıyla vakit geçirip oyalanması hakikaten düşündürücüdür.
Kanaatimizce kadınlık onurundan bahseden, ancak genelevlerde çalışan kadınları buradan kurtarma konusunda kılını kıpırdatmayan kadın ve erkekler asla iyi niyetli ve samimi değillerdir.
Kadın bedeninin pazarlanmasına aracılık edenlerin veya bu şenaate/ deneate rıza gösterenlerin kadın haklarından ve insan onurundan söz etmeye asla hakları yoktur.
Kötü yola düşmüş veya düşürülmüş bir kadının bazı insanların dolduruşuna gelerek “Özel hayata saygı hakkım ihlal ediliyor”lafıyla fahişelik yapma hakkı istemesi utanç vericidir. Zira toplumun huzurunu ve sağlığını tehdit eden, insanlık onurunun ayaklar altına alınması demek olan fahişelik bir meslek değil kepazeliktir. Bunun özel hayatın dokunulmazlığı ile hiçbir ilgisi yoktur. Zira bu rezaletten herkes olumsuz anlamda etkilenmekte ve toplumda ahlâkî bir dejenerasyon/ bozulma söz konusu olmaktadır.
Sonuç olarak, halkının büyük çoğunluğu müslüman olan bir ülkede genelevlerin bulunması, buralara giderek zina yapan insanların varlığı, buraların kaldırılması konusunda gereken politikaların üretilmemesi ve insanların bu durumu artık normal karşılamaya başlamaları tam bir kokuşmuşluk ve çürümüşlük halidir. Fahişeliğin meslek olduğunu iddia edenler ise fıtratlarına yabancılaşan, muhakemeleri dumura uğramış, basiret ve ferasetlerini kaybetmiş kişilerdir. Hayvanların bile normal karşılamayacağı bir durumu savunmaya kalkışmak, hayvandan daha aşağı bir derekeye sürüklenmeyi/ düşmeyi kabullenmekten başka ne olabilir ki?
Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Emin SEYHAN
Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi