Önce yola koyuluruz. Yola koyulmadan gideceğimiz yere, hedefe, makama ve mevkie varamayız. Önce düşünürüz, kendimize bir hedef belirleriz. Bu hedefe varmak için de düşündüğümüz ve belirlediğimiz hedefin, varış noktamızın yoluna gireriz. Yol sadece eve, işe, çarşı pazara, herhangi bir yere gitmek için yaya olarak kullandığımız veya taşıtların üzerinden geçtiği asfalt veya taştan örülü yapılar değildir. Tecrübe, meslek, gidişat, hakikat, sapıklık, dalalet, doğru, eğri, güzel, kötü yol gibi insanın durumunu, ahlakını, vasfını belirten, yansıtan yollar vardır. Bu sebeple Farklı farklı yollar bulunmaktadır.
Yol vardır insanı düzlüğe çıkartır. Yol vardır insanı bataklığa götürür. Yol vardır insanı aradığına çıkartır. Yol vardır insanı yokluğa çıkartır. Yol vardır insana hayat bahşeder. Yol vardır insanın yaşayabileceği tüm belalara sokar. Yol vardır insanı hidayete ulaştırır. Yol vardır insanı dalalete, sapıklığa sokar. Evet, birçok yol vardır her birinin yönleri farklıdır. Her biri, bizleri ayrı yerlere sürüklerler. Fakat bu yollardan hangi yolda olacağımız ve nereye gideceğimiz bizim elimizde. Yani tercih hakkı bizdedir.
Her gün işimize gitmek için veya işten eve dönmek için yollara düşeriz. Bu yolda insanın yol gösterici bir rehber veya yön gösteren levhalara ihtiyacı yoktur. Her gün alınan bu yollarda kişi yol güzergahını ezberlemiş olduğundan gözü kapalı gideceği yere varır. Fakat bazen bilmediğimiz uzak yollara çıkarız. Akrabalara, dostlara, sevdiklerimize, tatillere gideriz. Bu yolculukta yol çatallaştığında bir rehbere ve yön levhalarına ihtiyaç hissederiz. Eğer levhalara uymazsak yolda şaşar kaybolup gideriz. Eğer levhalara uyarsak gideceğimiz yere sağ salim ulaşırız. İşte her yol doğrudur fakat doğru tercihte bulunursak.
Yollar çeşitlidir. Gerçek yol manası olduğu gibi mecazi anlamda yollar da vardır. Güngörmüş, geçirmiş oturaklı bir kimse, tecrübelerini o bölgedeki veya tarihe mal olmuş bilgi sahibi olan insanlardan kazandığını belirtmek için falan kişinin veya falanların yolundan gittim der. Kişi mesleğini veya işini kimden öğrendiğini belirtmek için şu ustanın yolundan geldim diye söyler. Doğru düzgün çalışmaz, hep aylak ve berduş berduş gezen kimse için de gidişatının iyi olmadığını belirtmek için onun gittiği yol, yol değil denir. İnansın yaratılış fıtratına uygun yaşayan yani Allah’a inanıp İslam’ı tam uygulayan kimseye de doğru yolda başka bir deyişle sıratı müstakimde olduğu söylenir. Bu yollar arasında bizim olmamız gereken yol, doğru yoldur.
Doğru yol, hakikat yolu Allah’ın yoludur yani sıratı müstakimdir. Hangi yolda olursak olalım hak yolda Allah’ın yolunda olalım. Atalarımız bir kimseye dua ederken “Allah doğru yoldan ayırmasın” diye dua ederlermiş. Hakikat yolu birdir. Dalalet, eğri yollar çoktur. Doğru yola ileten birçok levhalar ve rehberler vardır. Dalalet ve eğri yollardayken bile bizi doğru yola iletecek levhalar ve rehberler vardır.
O levhalar ve rehberler Allah’ın bize gönderdiği kitaplar ve peygamberlerdir. Kim peygamberimizin ve kitabımız Kur’an’ın yolunda olursa Allah’ın yolu hak yoldadır.
Mesut AKDAĞ