Bir kimseye bu dünyada en çok ne istersin diye sorulduğunda önce para, makam ve mevki sonra mal mülk, huzur, saadet ve imkanlar vs dünya geçimliklerini arka arkaya sıralayacaktır. Kişinin isteklerine baktığımız zaman dünya hayatını en güzel şekilde geçirmesini sağlayacak unsurları sıraladığını görürüz. Fakat, bu İstediklerinin bazen hatta çoğu zaman hayatını güzelleştirmediğini aksine daha da zorlaştırdığını görmekteyiz.
Para, makam, mevki, sağlık, şöhret, güç, iktidar, mal ve mülk daha sayamadığımız bizleri dünyaya bağlayan değerler gelip geçici unsurlardır. Bu sebeple atalarımız boşuna dememişler, “Parayla saadet olmaz.” demek ki bu dünyadaki en büyük ihtiyacımız ve isteyeceğimiz şey bu ögeler değilmiş.
Peki o zaman, şu dünyada bize rahatı, huzuru, mutluluğu, endişeden uzak bir hayatı sağlayacak faktör nedir? Tek kelimeyle aftır. Evet, yanlış duymadınız. Affetmek bizim hayattaki huzuru, mutluluğu, endişelerden uzak olmayı ve sosyal hayattaki ilişkilerimizi en güzel şekilde sağlayacak en büyük ihtiyacımızdır. Hem bu dünyada hem de ahirette affın olmadığını bir düşünelim. Düşmanlıklar, dargınlıklar, küskünlükler, kırgınlıklar ve kavgalar en hat safhaya çıkmış vaziyette hayatımızın her anını çepeçevre kuşattığını görürüz. Çünkü, küçücük bir hatadan dolayı bile birbirimizi affetmediğimizden önüne geçilmez büyük düşmanlıkları kavgalara, mücadelelere sebebiyet verdiğini görürüz.
Anlayacağınız üzere toplumu ayakta tutan insanları dostluklarla, sevgilerle birbirine bağlayan en güzel etken ve bütünleyici özelliği olan şey aftır. O koskoca göklere merdiven dayayan binaların içerisinde onları ayakta tutan duvarların arasında gizli olarak büyük kiriş ve sütunlar vardır. O görünmeyen kiriş ve sütunlar o gökdelen misali binaları yıllarca ayakta tutmaktadır. Bir toplumu da ayakta tutan manevi değerleri sarsılmayacak şekilde bir arada tutan kiriş ve sütun aftır. Evet yanlış duymadınız. Af, sevgi, muhabbet, hoşgörü, kucaklama, şefkat, merhamet, kabullenme, anlama gibi bütün güzellikleri içinde bulundurur. Af, karşısındaki kişiyi bir anda kendine bağlayıverir. Kişinin kendine olan tüm düşmanlıkları, kötü düşünceleri, peşin hükümleri ortadan kaldırır.
Kadir gecesinde Hz. Aişe Validemiz, “Bu akşam Allah’a nasıl dua edeyim?” Peygamberimize sorar. Peygamberimiz de (SAS) bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesinde yapabilecek en anlamlı ve bizler için öneme haiz olacak, hayatımızın temelini oluşturacak ve hayatımızın dönüm noktası olacak olan dua için bakın ne buyurmuş: “Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla!” (Tirmizî, Daavât 84. Ayrıca bk. İbni Mâce, Dua 5.) Hz. Aişe Validemize bu nasihati ile affın hayatımız için ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır.
Görüldüğü gibi af, sadece bu dünya hayatımızı yaşanabilir bir gülistana çevirmemektedir. Ahiretimizi de ebedi saadete dönüştürür. Dünya ihtiyaçlarımızın karşılamaktan ilk önce ebedi saadet yani cennet hayatı bütün isteklerimizin başında gelmektedir. Tabii ki cennete de Allah'ın affı ile girilir. Bu dünyada ve ahirette Allah'ın affı olmazsa biz insanoğlu acaba ne yapabiliriz?
Birbirimizle düşmanlıklarımızı, kavgalarımızı, küskünlüklerimizi, kıskançlıklarımızı, çekememezliklerimizi, sürtüşmelerimizi gidermezsek hem bu dünya hayatımızı hem de ahiret hayatımızı cehenneme çevirmiş oluruz. Evet, her şey Allah'ın affına bakıyor. Saadet, mutluluk, huzur, birlik ve beraberlik birbirimizi affetmeye ve Allah’ın affına dayanmaktadır. Allah'ın affını ummak için de ilk önce Allah'ın affını hak etmeliyiz. Allah’ın affını hak etmek içinde Allah’ın hoşuna gidecek fiiller yapmalıyız. Affa nail olmak için kendimizin affedici olması gerekir. Önce en yakın çevremizden başlayarak herkesi affedip merhamet kucağıyla kucaklamalıyız.
Af, rahmet, merhamet ve şefkatin en zirveye çıktığı Ramazan ayındayız. Madem Allah’ın affı bizim affediciliğimizden geçmekte, öyleyse gelin bu Ramazan ayında birbirimizi affederek Allah’ın affını üzerimize çekelim. Ramazan ayını Allah’ın affına ulaşmış olarak geçirip bayrama iki bayram, affolunmuşluğun ve sevdiklerimizle beraber olmanın mutluluğunu yaşayacağımız çifte bayramın sevincini yaşayalım.
Affedici olalım, affedelim, affolunalım vesselam.
Mesut AKDAĞ