İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencilerine yönelik olarak ‘Medeniyet Değerlerimiz’ konulu bir konferans verdi.
İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen ‘Medeniyet Değerlerimiz’ konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Konferansa Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci dinleyici olarak katıldı. İstanbul Müftüsü Yılmaz, “Medeniyet tartışmalarının çok gündemde olduğu ve Müslümanların medeniyet konusunda biraz mahcubiyet hissettikleri bir dönemdeyiz. Ama aslında hem sevgi medeniyeti, hem vakıf medeniyeti, hem de insanlık medeniyeti kurmuş olan bir milletin evlatlarıyız. O bakımdan o değerlerimizin yeniden farkında olmak, onları gündeme taşımak, bunlar üzerinden bugün Müslümanların başını önüne eğdiren bir takım grupların yanlışlarını ifade etmek ve bu değerlerimizle yeniden yüzleşmek nasip olur diye bu başlığı belirledik. Mehmet Akif’in “Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz: Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!” dediği gibi, bizim millet oluşumuzu ortaya koyan değerlerimiz var. Bu değerler bizim Kur’ani değerlerimiz. Ama bunlar aynı zamanda beynelmilel, küresel değerler anlamında önemli değerler.” sözleriyle konuşmasına başladı. “Bizim umranımızı, medeniyetimizi oluşturan dört önemli değer var” diyen İstanbul Müftüsü Yılmaz, bu değerleri şöyle sıraladı: “Bunlardan birincisi ezeli hikmettir ki, vasıtası akıldır. Akılla elde edilebilir ama vahyin aydınlığındaki akılla elde edildiğinde daha net sonuçlara götürecektir. İkincisi ebedi risalettir ki, kaynağı vahiydir. Cenab-ı Hak tarafından kulları için aydınlatılmış yol manasındadır. Üçüncüsü vicdani merhamettir ki, bunun da kaynağı insandaki kalptir. Dördüncüsü adalettir ki, adl veya adalet kelimesi hem mutlak manada dünyadaki dengedir; hem de sosyal hayattaki, hukuktaki denge ve adalettir.”
Medeniyet değerleri arasında saydığı dört önemli kavramı geniş bir şekilde açıklayan İstanbul Müftüsü Yılmaz; “Herkese aynı adalet anlayışıyla, aynı gözle bakabilme algısı bizim medeniyetimizin temel özelliğidir. Bunun en güzel örneğini Hz. Peygamber Medine vesikası ile göstermiştir. İşte bu anlayış tarih boyunca bizim milletimizin birlikte yaşama kültürünün en temel değerlerini oluşturmuştur. Birlikte yaşamayı, beraber yaşamayı içselleştiren bir medeniyetin mensubu olarak böyle bir adalet mekanizması, böyle bir ilişki mekanizması kurmuşuz. Ancak maalesef bugünü yönetemiyoruz. Bugün bunu yeniden yönetmenin yolu insanlarımızın bizim en temel değerlerimiz olan merhametten başlayarak adalet ve hikmet algısıyla yetiştirilmesi, devletlerin ve milletlerin buna göre yeniden dizayn edilmesinden geçmektedir. Şu anda gerçekten durum çok kritik. ABD ve Avrupa’da İslamofobia algısının yüzde 85’lere ulaştığı söyleniyor. Bunun da temel sebebi Müslümanların şiddet yanlısı olarak gösterilmesidir. Merhamet üreten insanlar, bugün vahşet üreten insanlar konumuna gelmiştir. Dolayısıyla bizim medeniyeti anlatan insanlar olarak, bu dört temel değere; hikmete, risalet ve nübüvvete, merhamet ve adalete süratle dönecek adımlar atmamız gerektiğini düşünüyorum.” diyerek konuşmasını tamamladı.
İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen ‘Medeniyet Değerlerimiz’ konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Konferansa Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci dinleyici olarak katıldı. İstanbul Müftüsü Yılmaz, “Medeniyet tartışmalarının çok gündemde olduğu ve Müslümanların medeniyet konusunda biraz mahcubiyet hissettikleri bir dönemdeyiz. Ama aslında hem sevgi medeniyeti, hem vakıf medeniyeti, hem de insanlık medeniyeti kurmuş olan bir milletin evlatlarıyız. O bakımdan o değerlerimizin yeniden farkında olmak, onları gündeme taşımak, bunlar üzerinden bugün Müslümanların başını önüne eğdiren bir takım grupların yanlışlarını ifade etmek ve bu değerlerimizle yeniden yüzleşmek nasip olur diye bu başlığı belirledik. Mehmet Akif’in “Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz: Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!” dediği gibi, bizim millet oluşumuzu ortaya koyan değerlerimiz var. Bu değerler bizim Kur’ani değerlerimiz. Ama bunlar aynı zamanda beynelmilel, küresel değerler anlamında önemli değerler.” sözleriyle konuşmasına başladı. “Bizim umranımızı, medeniyetimizi oluşturan dört önemli değer var” diyen İstanbul Müftüsü Yılmaz, bu değerleri şöyle sıraladı: “Bunlardan birincisi ezeli hikmettir ki, vasıtası akıldır. Akılla elde edilebilir ama vahyin aydınlığındaki akılla elde edildiğinde daha net sonuçlara götürecektir. İkincisi ebedi risalettir ki, kaynağı vahiydir. Cenab-ı Hak tarafından kulları için aydınlatılmış yol manasındadır. Üçüncüsü vicdani merhamettir ki, bunun da kaynağı insandaki kalptir. Dördüncüsü adalettir ki, adl veya adalet kelimesi hem mutlak manada dünyadaki dengedir; hem de sosyal hayattaki, hukuktaki denge ve adalettir.”
Medeniyet değerleri arasında saydığı dört önemli kavramı geniş bir şekilde açıklayan İstanbul Müftüsü Yılmaz; “Herkese aynı adalet anlayışıyla, aynı gözle bakabilme algısı bizim medeniyetimizin temel özelliğidir. Bunun en güzel örneğini Hz. Peygamber Medine vesikası ile göstermiştir. İşte bu anlayış tarih boyunca bizim milletimizin birlikte yaşama kültürünün en temel değerlerini oluşturmuştur. Birlikte yaşamayı, beraber yaşamayı içselleştiren bir medeniyetin mensubu olarak böyle bir adalet mekanizması, böyle bir ilişki mekanizması kurmuşuz. Ancak maalesef bugünü yönetemiyoruz. Bugün bunu yeniden yönetmenin yolu insanlarımızın bizim en temel değerlerimiz olan merhametten başlayarak adalet ve hikmet algısıyla yetiştirilmesi, devletlerin ve milletlerin buna göre yeniden dizayn edilmesinden geçmektedir. Şu anda gerçekten durum çok kritik. ABD ve Avrupa’da İslamofobia algısının yüzde 85’lere ulaştığı söyleniyor. Bunun da temel sebebi Müslümanların şiddet yanlısı olarak gösterilmesidir. Merhamet üreten insanlar, bugün vahşet üreten insanlar konumuna gelmiştir. Dolayısıyla bizim medeniyeti anlatan insanlar olarak, bu dört temel değere; hikmete, risalet ve nübüvvete, merhamet ve adalete süratle dönecek adımlar atmamız gerektiğini düşünüyorum.” diyerek konuşmasını tamamladı.