Konya İl Müftülüğü Aile ve Dini Rehberlik Bürosu faaliyetleri çerçevesinde planlanan ve Eylül 2015’te başlayan "Hafız-ı Kur’an Vakıf-ı Anlam Projesi " ilk meyvelerini verdi.İki yıl süre ile devam eden ve 130 hafız bayanın katıldığı eğitim programının ilk mezunları, Zindankale Süleyman Şah Kültür Salonunda düzenlenen programla sertifikalarını aldılar.Programa, İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar, İl Müftü Yardımcısı Saliha Bilgiç, Karatay İlçe Müftüsü Mehmet Akpınar, Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker, İl Müftülüğü Din Hizmetleri Eğitim ve Şube Müdürü Adem Bahçıvan, Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Musikisi Topluluğu Genel Sanat Yönetmen Yardımcısı Ahmet Çalışır, Vaizler, Kur’an Kursu Öğreticileri, öğrenciler ve aileleri ile basın mensupları katıldı.Konya Türk Tasavvuf Musikisi Topluluğu Genel Sanat Yönetmen Yardımcısı Ahmet Çalışır’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programın açılış konuşmasını Uzman Vaiz Halide Kılıç yaptı.İki yıl boyunca eğitime katılan hafızların ezberlerini tek tek dinleyen Kılıç, “Hafız-ı Kur’an Vakıf-ı Anlam Projemize başladığımız zaman şöyle bir niyetle başladık. Yıllardır bize kardeşlerimizden müracaat ve talepler geliyordu. “Hocam, hafızlığımı yaptım amma, birçok yerini unuttum, bir tane bile bir ayetin mealini bilmiyorum. Benim halim nice olacak?” diyen kardeşlerimiz oldu. Bizde Ümmü Taş hocamız başta olmak üzere kardeşlerimizden gelen bu seslere duyarsız kalamadık ve arkadaşlarımızla bu projeyi hayata geçirmeyi planladık. Büyük bir gayretle iki yıl süren bir eğitim maratonu sonunda kardeşlerimiz eğitimlerini tamamladılar. Tabi ki bu projede bizlere en büyük desteği veren İl Müftümüz Prof. Dr. Ali Akpınar hocamız başta olmak üzere, İl Müftü yardımcımız Saliha Bilgiç hocamıza, maddi ve manevi desteklerini bizlerden esirgemeyen Selçuklu Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’a ve hocalarımıza huzurlarınızda teşekkür ediyorum” dedi.“Hafızlık demirden leblebidir yiyebilene, ateşten gömlektir giyebilene”Kılıç’ın konuşmasının ardından iki yıl süreyle eğitim alan öğrenciler adına söz alan Hatice Büyüközkan kısa bir konuşma yaptı. Büyüközkan konuşmalarında şunları kaydetti.“Hafızlık demirden leblebidir yiyebilene, ateşten gömlektir giyebilene… Birçoğunuz duymuşuzdur hafızlıkla ilgili bu beyti. Birçoğumuz 28 Şubat'ın mağdurları olarak can havli ile okula tesettürü ile alınmamanın verdiği acıyla attık kendimizi Kur'an kurslarına. Hafızlık can simidiniz oldu. Yüreğimizin sızısını avutan bir teselli, bir şifa oldu. Gün geldi, vaktinde 30-40 sayfayı ezberden okurken ev telaşesi, dünya meşgalesi, hayatının sıkıntıları içinde günde bir sayfayı bile yüzünden okuyamadığımız günleri gördük ve yaşadık. Hele bir de bunun üzerine evlilik, çoluk çocukta eklenince, sorumluluklarımız artı. Hafızlık sadece diplomalarımızda yazan bir ibare olmaya başlamıştı. İşte bizler tam da bu girdaplar ve hezeyanlar içerisindeyken bir söylenti yayıldı hafızlar arasında ve sosyal medyada. Denilen o ki bir proje başlatılmış. Sadece hafızların katılabileceği, sadece Kur'an hafızlarına özel bir projeymiş. Hafız olmak kadar özel ve güzel bir proje. Proje de hem hafızlıkların tekrar edilmesi sağlanacak hem de ezberlenen Kur'an'ın ne demek istediği anlaşılacaktı. Kuru kuru ezbere olmanın dışında, Kur'an'ın mealine, Arapçasına, iğrabına hakim olunabilecek, gerçek anlamda hafız yani koruyan, muhafaza eden kimliğine büründürecek. “Hâfız-ı Kur’an, Vâkıf-ı Anlam” gerçek miydi böyle bir proje, mümkün müydü? Evet, hocalarımız önderliğinde bu hayalimiz de gerçek oldu.Güzel, başarılı ses getiren bir film çekilir, gündem olur.Değerli hocalarım! Güzel, başarılı ses getiren bir film çekilir, gündem olur. Herkes o filmi konuşur. Başrol oyuncularına mikrofon uzatıldığında “Biz işin ön tarafındayız, arkamızda işini çok iyi yapan kocaman bir ekip var. Asıl alkışı onlar hak ediyorlar derle ya hani.” Bizde tıpkı bunun gibi her ne kadar bu projenin meyveleri olup, ön planda görünsek de arkamızda bizi biz yapan kocaman bir ekip, kocaman bir aile var. Müsaadenizle asıl alkış ve teşekkürü onlara takdim etmek istiyorum.Kur’an-ı yaşamalıyız.İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar ise “Kur’an yolculuğunun daim ve kaim olması gerekliliğine vurgu yaparak başladığı konuşmasında “Kur'an'la olmak, Kur'an ile dolmak, Kur'an'la kemale ermek, Kur'an'ın şefaatine mazhar olarak Kur'an'la cennete girmek, herkese nasip olmaz.Kur'an'ın indiği çağda yaşadığı halde, alıcısını Kuran'a kapatan nasipsizleri biliyoruz. Ama Kur'an'ın indiği çağdan, 15 asır sonra geldiği halde gönül dünyasını Kuran'a açan, çağın insanının savunma mekanizması olarak geliştirdiği “çok yoğunum” mazeretlerine bürünmeden işleri öteleyip Kur'an ile hemhal olma işini en başa koyan siz değerli kardeşlerime şükranlarımı tebriklerimi sunmak istiyorum.Kur'an'la olmak, Allah'la beraber olmaktır. Kur'an okumak ise onunla söyleşmek hasbihal etmektir.Değerli kardeşlerim, Kur'an'la olmak Allah'la beraber olmak, Kur'an okumak onunla söyleşmek hasbihal etmek. Kur'an'a tutunmak, Kuranı yaşamak, bir ucu Allah'ın elinde olan Hablullah-ul Metin dediğimiz kopmayan sağlam ipin öteki ucuna tutunmak demektir. Biz bu bilinçle Kur'an okuyoruz. Bu bilinçle Kur'an ezberliyoruz, bu bilinçle Kuran'ı anlamaya ve en önemlisi de bu bilinçle Kuran'ı yaşamaya gayret ediyoruz.Kurslar biter, projeler biter, ama müminin Kur'an'la hemhal oluşu asla bitmez.Allah'ın en sevdiği amel Allah'a en sevimli gelen en faziletli amel Kur'an yolculuğunda daim ve kaim olmaktır. Kuran'ı baştan sona okuyup tekrar Kur'an'a başlamaktır. Kuran'a doymadığını itiraf ederek Kur'an'la olmaktır.Biz Kur'an yolcusu olmaya Kur'an sevdalısı olmaya devam edeceğiz.Kur'an okumaya devam edeceğiz, Kuran'ı anlamaya devam edeceğiz, Kuran'ı yaşamaya devam edeceğiz. Ama kendimizi çoğaltmayı da ihmal etmeyeceğiz. Kur'an'ı ayağa kaldırmamız gerekiyor. Bu arz talep işidir. Siz arzu edeceksiniz, isteyeceksiniz. Buna hiçbir engel yok. Kur'an eğitiminin önündeki tüm engelleri kaldıranlardan Cenabı Hak razı ve hoşnut olsun. Allah hepsinden razı olsun.Biz de asla Kur'an hizmetinde hiçbir engeli hiçbir pürüzü insanımızın önüne koymayacağız.Biz gerekeni yapacağız, hocalarımızı harekete getireceğiz. Sahip olduğumuz maddi manevi bütün imkânları seferber edeceğiz. Kuran'a canımız feda olsun, malımız ne ki. Zamanımız ne ki her şeyimiz Kuran'a Kur'an'ın yoluna feda olsun. Biz böyle söz vermişiz.Bu projeyi planlayan ve bugünlere getiren herkese teşekkür ediyorum. Allah razı olsun” dedi.Akpınar’ın konuşmasının ardından proje koordinatörü Vaiz Ümmü Taş, eğitim programının başlamasından gelinen sürece kadar yapılan çalışmaları ve derslerde uygulanan metotları slayt eşliğinde katılımcılara anlattı.Programın kapanış konuşmasını yapan Aile ve Dini Rehberlik Bürosu sorumlusu İl Müftü Yardımcısı Saliha Bilgiç ise projeye katkı sağlayan herkese teşekkür ederken “Burada sizlerin huzurunda projenin asıl kahramanları olan bu kardeşlerimizi, hafızlarımızı can-ı gönülden tebrik ediyor ve hayatlarında başarılar temenni ediyorum. Ayrıca, projemizin maddi sponsoru olan Selçuklu Belediyemize de kursiyerlerimiz ve müftülüğümüz adına huzurlarınızda teşekkür ederim” dedi. Program, projede görev alan vaizler ile eğitimini tamamlayan kursiyerlere verilen plaket, sertifika ve hediye takdimi ile son buldu.
MÜFTÜLÜK
29 Kasım 2017 - 23:55
Güncelleme: 03 Aralık 2017 - 19:23
"Hafız-ı Kur'an Vakıf-ı Anlam" Projesi'nde 130 Hafıza Sertifika
"Hafız-ı Kur’an Vakıf-ı Anlam” Projesi’nde 130 Hafıza Sertifika verildi
MÜFTÜLÜK
29 Kasım 2017 - 23:55
Güncelleme: 03 Aralık 2017 - 19:23
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir