Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, rahmet ve mağfiret iklimi Ramazan ayının son sahurunda TRT1 ekranlarından canlı yayınlanan “Sahur Bereketi” programının konuğu oldu.Ramazan ayının manevi ikliminin hayata yansımaları ve gündemle ilgili değerlendirmelerde bulunan diyanet İşleri Başkanı Erbaş, insanoğlunun yeryüzünde başına gelen her türlü musibetten mutlaka bir ders çıkarması gerektiğini ifade ederek, “Bular da tefekkürle, tezekkürle olabilecek hususlardır. Salgın insanlık tarihinin her döneminde yaşanmıştır. Yaşadığımız bu koronavirüs salgınının dünyada bir benzeri şu ana kadar olmamıştır. İnsanlar adeta dünya olarak karantinaya alınmıştır. Bizim bundan çıkaracağımız çok büyük dersler vardır” dedi.Başkan Erbaş, Kur’an-ı Kerim’de insanlara hoşlarına giden bazı şeylerde şer, hoşlarına gitmeyen bazı şeylerde de hayır olabileceğinin hatırlatıldığını belirterek,“Rabbimiz bu şerden bir hayır yaratacaktır, buna inanıyoruz ve dua ediyoruz. Tefekkür bağlamında söylüyorum, kullar olarak Rabbimizin hayra dönüştüreceği bu süreçte bizim katkımız ne olacak? Buna katkı sağlamak için tedbir, tevekkül ve dua üçlüsünden hiçbir zaman ayrılmamamız lazım” diye konuştu.Peygamberlerin vahiy hariç yaptığı bütün görevlerin bugün hocaların, alimlerin omuzlarında emanet olduğu değerlendirmesinde bulunan Başkan Erbaş, “Peygamberler davetlerini, şahitlik, uyarıcılık, müjdeleme vazifelerini yaptılar. Bu görevi bize emanet ettiler. Alimlere, hocalara, Peygamber Efendimizin mihrabının, minberinin, kürsüsünün temsilcilerine emanet ettiler. Bu sadece bir ezan okumak, bir namaz kıldırmak değildir. Bu her alanda, her zaman insanımızın yanında olmak, onlara destek ve yardımcı olmak, emr-i bil maruf, nehy-i anil münker yapmaktır. Çocuklarını, gençlerini eğitmektir” ifadelerini kullandı.“Ramazan ayında kazandığımız güzellikleri diğer 11 aya taşıyalım”Başkan Erbaş, Ramazan ayı gibi mübarek zamanların Müslümanların kurtuluşları için bir vesile olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:“Allah'ın rızasını kazanmak için bizim gayret etmemiz lazım. Ramazan bu gayreti yapacağımız ve Cenab-ı Hakk'ın rızasına ulaşmamızı sağlayacak en önemli vasıtalardan birisidir. Ramazan ayına girerken ne kadar büyük bir bunalımlar içerisindeydik. Ramazan hızır gibi yetişti, elhamdülillah. Ramazan sahuruyla, iftarıyla mukabelesiyle, Kur'an tilavetiyle, teravihleriyle gönlümüze, kalbimize inşirah verdi. Bu süreç yine yaşanacaktı. Şu bir ay içerisinde biz yine Kovid-19 ile mücadele edecektik. Ramazan ayında hem mücadelemize devam ettik hem evlerimizde oruçlarımızı tutma noktasında zikirlerimizle, Kur'an tilavetimizle, ibadetlerimizle, teravihimizle, sahurumuzla çok mübarek bir Ramazan geçirmiş olduk. Ramazan ayında daha iyi, daha şuurlu bilinçli bir Müslüman olma fırsatını yakaladık. Ramazan içerisinde bir araştırma şirketinin yapmış olduğu araştırmanın sonucuna göre bu Ramazanda insanlarımızın dindarlık oranı artmış. Kitap okuma oranları artmış, dini kitapların oranı yüzde 33’le birinci sırada, bu da güzel bir gelişme. Ne olur Ramazan ayında kazandığımız bu güzellikleri diğer 11 aya taşıyalım.”“Bir namahrem eli minarelerimize değdi”Önceki günlerde İzmir’de bazı camilere yönelik yapılan provokasyona ilişkin soruyu yanıtlayan Başkan Erbaş, “Çok üzüntü verici bir hadise bizim en önemli değerlerimizden birisi ezanımızdır, minarelerimizdir, camilerimizdir. İstiklal Marşı şairimiz diyor ki, ‘Ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli, değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.’ İşte bir namahrem eli minarelerimize değmiş oldu, bu üzüntü vericidir” şeklinde konuştu.“Camiye, minareye sabotaj yapmanın hiç kimseye faydası olmaz”Başkan Erbaş, bu çirkin müdahalenin kim tarafından yapıldığının araştırıldığını belirterek, şunları söyledi:“Devletimizin yetkili kurumları araştırmayı yapıyor. İnşallah en kısa zamanda bulunur, tespit edilir ve kanunlar karşısında cezası verilir. Bu cezalarında caydırıcı olması gerektiğini düşünüyorum. Belki bir terör faaliyeti olabilir, belki kendini bilmeyen birileri yapmış olabilir, bir cehalet eseri de olabilir. Şu anda ortada net bir bilgi olmadığı için kim tarafından yapıldığını söyleyecek durumda değiliz. Şehit kanlarıyla yoğrulmuş bu güzel ülkemizde düşüncesi ne olursa olsun, ideolojik anlayışı ne olursa olsun hiç kimsenin böyle bir şeye tenezzül etmesini istemem. Farklılıklarımızla bir arada yaşamayı bin yıldır sürdürmüş bir medeniyetin çocuklarıyız. Bu da bizim en büyük zenginliğimiz. Toplumun yüzde doksan dokuz dediğimiz çok büyük bir kesiminin canını yoluna vermekten çekinmeyeceği en önemli değeri olan ezanına, camisine, minaresine bu şekilde sabotaj yapmanın, bu şekilde adeta düşmanlık yapmanın, provokasyon yapmanın hiç kimseye faydası olmaz. Bundan ancak bizim hepimizin düşmanı olan birileri, Türkiye'nin gelişmesini, ilerlemesini, huzur içerisinde olmasını, birlikte yaşama tecrübesini sürdürmesini istemeyenler memnun olur. Güzel İzmirimizde yaşayan hangi inançtan, hangi ideolojiden, hangi düşünceden olursa olsun hiç kimsenin faydasına olmayacak bir şeydir bu.”
“Camilerde cemaatle namaz Cuma namazı ile başlayacak, öğle ve ikindi namazları ile devam edecek”Kovid-19 tedbirleri kapsamında camilerde ara verilen cemaatle namaza 29 Mayıs’ta Cuma namazıyla başlanacağını dile getiren Başkan Erbaş, “29 Mayıs aynı zamanda İstanbul'un fethi buna da denk geldi. Buradan çok teşekkür ediyorum, muhterem Cumhurbaşkanımız lütfettiler, açıkladılar. Biz de çok mutlu olduk, elhamdülillah. Millet olarak camilerimizi çok özledik. Camiler, bizim sadece namaz kıldığımız yerler değil. Camileri medeniyetimizin ayakta durmasını sağlayan en önemli mekanlarımız. Camiler aynı zamanda bizim mekteplerimiz. Yaz tatilinde 4 milyon çocuğumuz Camilerimizden istifade ediyor. İstanbul nasıl fetihle açıldıysa camilerimizde o gün inşallah cemaatle namaza açılacak. O gün Cuma namazı ile başlayacak, öğle ve ikindi namazları ile devam edecek. Daha sonra iyileşme durumu geliştikçe inşallah beş vakit namazlarımızı da cemaatle camilerimizde kılacağız inşallah.” diye konuştu.Başkan Erbaş, camilerin yeniden cemaatle namaza açılmasıyla ilgili İçişleri ve Sağlık Bakanlığıyla birlikte süreci yürüttüklerini dile getirerek, şöyle konuştu:“Milletimizin camilerde cemaatle namaza kavuşabilmesi için tedbirler almamız gerekiyor. İçişleri, Sağlık Bakanlığımız ve bizim birlikte bir genelge oluşturduk. Bizim çok önem verdiğimiz bir husus, tedbir tevekkül ve dua. buna bizim dikkat etmemiz gerekiyor. Bunun bunun birinci basamağında yer alan tedbir. Maskemizi takarak camiye geleceğiz. Cuma namazlarına önce açık alanlarda, camilerin avlularında ya da valilik veya kaymakamlıklarımız belirleyeceği uygun yerlerde başlayacağız. Bu süreçte temizliğe daha çok dikkat edeceğiz. Abdestimizi evimizde alacağız. Cami içerisinde iki kişi arasında 1,5 metre, dışarda en az 1 metre olacak şekilde bir saf düzeni oluşturulacak. Camiye gelen cemaatimize bu konuda rehberlik edecek 5 kişilik bir ekip de olacak. Bu genelgede belirtilen tedbirlere dikkat ederek ibadetlerimizi sağlık bir şekilde yerine getirmeye çalışacağız.”
“Camilerde cemaatle namaz Cuma namazı ile başlayacak, öğle ve ikindi namazları ile devam edecek”Kovid-19 tedbirleri kapsamında camilerde ara verilen cemaatle namaza 29 Mayıs’ta Cuma namazıyla başlanacağını dile getiren Başkan Erbaş, “29 Mayıs aynı zamanda İstanbul'un fethi buna da denk geldi. Buradan çok teşekkür ediyorum, muhterem Cumhurbaşkanımız lütfettiler, açıkladılar. Biz de çok mutlu olduk, elhamdülillah. Millet olarak camilerimizi çok özledik. Camiler, bizim sadece namaz kıldığımız yerler değil. Camileri medeniyetimizin ayakta durmasını sağlayan en önemli mekanlarımız. Camiler aynı zamanda bizim mekteplerimiz. Yaz tatilinde 4 milyon çocuğumuz Camilerimizden istifade ediyor. İstanbul nasıl fetihle açıldıysa camilerimizde o gün inşallah cemaatle namaza açılacak. O gün Cuma namazı ile başlayacak, öğle ve ikindi namazları ile devam edecek. Daha sonra iyileşme durumu geliştikçe inşallah beş vakit namazlarımızı da cemaatle camilerimizde kılacağız inşallah.” diye konuştu.Başkan Erbaş, camilerin yeniden cemaatle namaza açılmasıyla ilgili İçişleri ve Sağlık Bakanlığıyla birlikte süreci yürüttüklerini dile getirerek, şöyle konuştu:“Milletimizin camilerde cemaatle namaza kavuşabilmesi için tedbirler almamız gerekiyor. İçişleri, Sağlık Bakanlığımız ve bizim birlikte bir genelge oluşturduk. Bizim çok önem verdiğimiz bir husus, tedbir tevekkül ve dua. buna bizim dikkat etmemiz gerekiyor. Bunun bunun birinci basamağında yer alan tedbir. Maskemizi takarak camiye geleceğiz. Cuma namazlarına önce açık alanlarda, camilerin avlularında ya da valilik veya kaymakamlıklarımız belirleyeceği uygun yerlerde başlayacağız. Bu süreçte temizliğe daha çok dikkat edeceğiz. Abdestimizi evimizde alacağız. Cami içerisinde iki kişi arasında 1,5 metre, dışarda en az 1 metre olacak şekilde bir saf düzeni oluşturulacak. Camiye gelen cemaatimize bu konuda rehberlik edecek 5 kişilik bir ekip de olacak. Bu genelgede belirtilen tedbirlere dikkat ederek ibadetlerimizi sağlık bir şekilde yerine getirmeye çalışacağız.”