Eğitim-İş Sendikası, Milli Eğitim Bakanlığının düzenlediği ve bir protokol çerçevesinde diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yürütülen 4-6 yaş grubu çocuklar için Kur’an Kursu eğitim programının yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay’a dava açmış, bunu da laik, bilimsel, demokratik ve kamusal eğitim mücadelesi olarak pazarlamaya çalışmıştır.Mezkur sendika taşıdığı 28 Şubat artığı zihniyetle gerçekleri saptırmakta, hakikati çarpıtmakta, kamuoyunu yanıltmaktadır.Bu sebeple, 2013’ten beri yürütülen bu çalışma ile ilgili olarak öncelikle şu tespitleri Türkiye kamuoyu ile paylaşmak isteriz:
- Söz konusu program 2013 yılından beri yürütülmektedir.
- Bu program Milli Eğitim Bakanlığı’nın Diyanet İşleri Başkanlığı ile imzaladığı bir protokol çerçevesinde ve denetime açık olarak uygulanmaktadır.
- Milli Eğitim Bakanlığı nasıl ki devletin bir kurumu ise Diyanet İşleri Başkanlığı da devletin kurumudur.
- Milli Eğitim Bakanlığı, velilerin talep ve tercihlerine göre çeşitli eğitim programları düzenlemektedir. Çarpıtma iddialarla yargıya taşınan söz konusu program, değerler eğitimi ile ilgili veli talebini karşılamak üzere hazırlanmıştır.
- Bu eğitim programı için Diyanet İşleri Başkanlığı ile yapılan protokol, mezkur sendikanın iddia ve çarpıtmalarının aksine eğitimin teşere edilmesi değil, o alanda devletin bir başka kurumundan uzman eğitim/eğitimci desteği alınmasıdır.
- Bakanlık velilerin diğer konularla ilgili eğitim taleplerini de aynı şekilde ve aynı yöntemle karşılamaktadır. O nedenle bu protokoller sadece Diyanet İşleri Başkanlığı ile yapılmamakta, bakanlık uyguladığı çeşitli eğitim programlarında, ilgili alanda uzmanlaşmış ve temayüz etmiş çeşitli kamu ya da özel kuruluşlarla de benzer şekilde protokoller imzalamaktadır.
- Protokol kapsamında verilecek eğitimden bir öğrencinin faydalanabilmesi için okul öncesi eğitim kurumuna kayıtlı olması şartı aranmaktadır.
- Eğitim süresince Okul Öncesi Öğretmenleri ve Kur' an Kursu öğreticileri birlikte hareket etmektedir.
- Bu programda görev alabilmek için Kur’an Kursu öğreticisi olmak için aranan şartları taşımanın yanı sıra ayrıca Halk Eğitim Merkezlerinden 936 saatlik (6 ay) çocuk gelişimi sertifikasına sahip olma şartı da aranmaktadır.
- Milli Eğitim Bakanlığı’nın kontrol ve denetiminde gerçekleşen Kur’an Kursu eğitimi dernek ve vakıflar tarafından değil, bizzat Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı il ve ilçe müftülükleri marifetiyle yürütülmektedir.
- Program, Anayasa’nın Din ve Vicdan Hürriyeti başlıklı 24. Maddesinde ifade edilen “Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.” ve “Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.” hükümlerinden dayanak almaktadır.
- Aynı maddede; “Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.” denmek suretiyle ailelerin çocuklarına zorunlu din eğitimi dışında din eğitim ve öğretimi verebileceğini ifade etmektedir. 4-6 yaş grubu çocuklara Kur’an Kursu eğitimi de ailelerin bu anlamdaki talebine MEB’in verdiği karşılıktır.
- Mezkur sendikanın kaygısının Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir başka kurumla işbirliği yapması olmadığı, bilakis çocuklara din eğitimi verilmesi olduğu yaptığı açıklamadan ve diğer kurumlarla yapılan işbirliklerine itiraz etmemesinden açıkça anlaşılmaktadır.