Diyanetsen Genel Başkanı Ali Yıldız, Diyanet-Sen 16. istişare kurulu toplantısına katılmak üzere geldiği Kayseri’de , Murat Metinerin sunduğu “Haber Odası ”programına katılarak gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Kayseri TV’de yayınlanan “Haber Odası ”programından satır başları;
Sosyal ve Özlük Haklar alanında sıkıntılar devam ediyor mu ?
Hayat devam ettiği müddetçe hayatın inişleri çıkışları ,sıkıntılı süreçleri oluyor ama kazanımlar noktasında Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanları ve Vakıflar Genel Müdürlüğü çalışanların Özlük hakları konusunda da biz Diyanet-Sen olarak çalışmalarımız yürütüyoruz .
Diyanet İşleri Başkanlığı’nda 20 yıldır yetkili tek sendikayız ve yedi toplu sözleşme yaptık şimdiye kadar yedi toplu sözleşmede 107 ana başlıkta bu teşkilata kazanım elde ettik ve yapılan Kamu İdari Kurulu toplantılarında da yüzlerce kazanımın altına imza atmış bir Teşkilatız .Özlük ,özgürlük boyutuna çalışmalarımızı yürütüyoruz
Sendikal baraj hakkında ne düşünüyorsunuz.?
Ter akıtanlarla , uzaktan seyredenlerin farkı olsun diyoruz. Yapanlarla yatanların farkı olsun istiyoruz. Alanda, en ücra yerlere kadar din görevlisi kardeşlerimizin sorunlarını ,sıkıntılarını gidip dinleyip bunları talebe çevirip teklife dönüştürüp çözüm arayan yetkili teşkilatla diğerleri arasında fark olsun istiyoruz .Bu dayanışma aidatı adı altında işçi sendikalarında mevcuttur, dolayısıyla biz de bu anlamda burada emeği kıymetleştirmek için bu anlamdaki bir fark olsun istiyoruz bizim talebimiz bundan ibarettir
Diyanette çalışan İmam Hatipler emeklerinin karşılığını alıyorlar mı ?
Şu anda iyi boyuttayız, ama lojman konusu tabi bazı camilerimizde mevcut bazı yerlerde, köylerde mevcut değil, özellikle köy yerlerindeki lojman konularında büyük sıkıntılar var. Bu sorunları yetkili merciler de dillendiriyor ,gündeme getiriyoruz.
Bürokratik Oligarşiye karşı Sendikacılık yaptık diyorsunuz. Bürokratik Oligarşi devam ediyor mu?
Bürokratik Oligarşi sendikamızın da aslında kurulmasını tetikleyen, sendikal örgütlenme tohumları Diyanet İşleri Başkanlığında ekilmesini sağlayan zorunluluklardan bir tanesi de bürokratik oligarşik anlayıştır.
1998 yılındaki o statükocu anlayışları, bürokratik anlayışları göz önümüze getirip şöyle bir şerit gibi geçirdiğimiz zaman bunları daha iyi anlama imkanımız var. Dolayısıyla statıkoyla mücadele etme anlamında elbette örgütlü toplumunla ,örgütlü şekilde mücadele etmesi gerekiyor bunun içinde sendikalar elzemdir
Geçtiğimiz günlerde Diyanet İşleri Başkanlığına destek, moral ziyareti yaptınız. Diyanet neden hedef tahtasında ?
Aslında biraz önceki söylediğiniz kurduğunuz o cümlenin içerisinde de gizli.
Ülkemizde gönül coğrafyamızda ve dünya ölçeğinde ve yer küresinde Diyanet İşleri Başkanlığıza operasyon oldu.
Din hizmeti sayabileceğimiz anlamda din hizmetlerini yürütüyor dolayısıyla bu bir takım misyoner örgütlerin, Siyonist anlayışların içimizdeki uzantıları, o hesaba çalışan içimizdeki şuursuzların bu anlamda bu şekilde, Diyanet İşleri Başkanlığına, Diyanet İşleri Başkanımıza hakaret etme gibi bir rol üstleniyorlar , o makamda kim olursa olsun bu tezviratçılar ,aynı hinliklerine, tezviratlarına, fesatlıklarına aynı şekilde devam edecektir ,dolayısıyla biz Diyanet-Sen olarak diyoruz ki kim olursa olsun Diyanet İşleri Başkanlığımıza hakaret etmeye, Diyanet İşleri Başkanlığını itibarsızlaştırmaya müsaade etmeyeceğiz .Eleştirilecek konular olabilir ,bu konuda gerçekten eleştirilecek ,eksik kalan yanları olabilir .Bunlar uygun üslupla ,mümine yakışan bir duruşla dile getirilmesi lazım. Diyanet İşleri Başkanlığımızın da eksik gördüğümüz taraflarını tamamlamaya çalışıyoruz.
Sayın Diyanet İşleri Başkanı ve Başkanlık üzerinden değerlerimizin, dinimizin aşındırılmasına izin vermeyeceğiz
Diyanet İşleri Başkanlığını Ziyaretinizde ne konuştunuz .?
Ziyarette Diyanet İşleri Başkanımızla biz din görevlilerinin tepeden en aşağıya kadar sorunlarını taleplerini ve bu konudaki alanda yapılan çalışmaları değerlendiriyoruz ,sağ olsun Diyanet İşleri Başkanımız da çözüm odaklı bir idari, iletişim ve yönetim anlayışı sergiliyor, dolayısıyla orada bütün konuları ele aldık. Vekil arkadaşlarımızın maaşı,vaizlerin,Murakıp hocalarımız özgürlüklerinden tutun önümüzde sorun olarak ne bulunuyorsa o konuların hepsini konuşuyoruz tartışıyoruz ve istişare yapıyoruz
Diyanetin Bütçesi neden eleştiriliyor?
Diyanetin, bu denli acımasızca, vahşice eleştiri yapabilecek bir bütçesi yok
Dolayısıyla bunlar aynı şekilde buradan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ne kadar yıpratabiliriz, Din Görevlilerini ne kadar yıpratabiliriz, bu milletin değerlerini ne kadar milletin gözünden düşürebiliriz, bunların amacı bu.
Milli Eğitim Bakanlığı’na diğer bakanlıklara diğer kurumlarımıza bütçe hangi yasa ile sağlanıyorsa ,bu sınırlar hangi yasayla belirleniyorsa Diyanet İşleri Başkanlığımızın bütçesi de aynı yasa ve yönetmeliklere göre belirleniyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ,milli irade tarafından onaylanıyor. Bu illegal olarak elde edilmiş bir bütçe değil,bu kaçak göçek olarak elde edilmiş bir bütçe değil. Dolayısıyla bu şekildeki bir söylem ve eylem aslında bu milletin iradesine hakarettir, buna göre bu cümleyi kuran insanlar daha duyarlı hassas ve aklı başında davranması lazım
Biz milli iradenin yanında olduk diyorsunuz. Geçtiğimiz günlerde İmam Hatipler Kurultayına katıldınız. Cumhurbaşkanı Erdoğan çok önemli bir konuşma yaptı. Meziyet Töreni sonrası bir gönderme yapıldı Gündemi değerlendiren bir başkansınız, bu olayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz hayatın içerisindeyiz ,dolayısıyla bizim tek kırmızı çizgimiz bu aziz milletin değerleri ve iradesidir. Dolayısıyla bu milletin iradesini kim temsil ediyorsa ismi önemli değil bugün sayın Cumhurbaşkanımız temsil ediyor yarın başkası temsil eder.İradeyi kim temsil ediyorsa sonuna kadar onların yanında durduk ve bu süreçten sonra da durmaya devam edeceğiz
Geldiğimiz süreçte aşağı yukarı cumhurbaşkanımız iktidar döneminde mücadeleyle geldiği bir süreçte sanki eski Türkiye’yi andırır görüntü, cümlelerle birlikte bir alternatif eyleme müracaat edilmesi kesinlikle affedilir bir durum değildir. Dolayısıyla orada resmi tören yapılmıştır ,yasalarda belirtilen yönetmelikte yapılmıştır ve burada alternatif bir programa ve alternatif bir yemin tarzına neden ihtiyaç duyuldu, herkes bunun cevabını arıyor ve sayın cumhurbaşkanımızın o İmam Hatipler Kurultay’ında bu anlayışların, bu köhne zihniyetlerin ,dolayısıyla Devletle barınamayacağı yönündeki kurmuş olduğu cümleyi biz çok kıymetli buluyoruz değerli buluyoruz ve bu iadenin her zaman da desteksiz olacağımızı belirtiyoruz. Hiç kimse bu aziz milletten ,aziz devletten büyük değildir ,bu millet aziz milletin ordusu olacaktır, kimsenin ordusu değil. Herkes bu aziz millete hizmet noktasında düşünce yapısını şekillendirecek durum ve tarzını duruşunu ona göre belirleyecektir.
Son zamanlarda yaşanan bazı olaylarda en son Narin olayında bile olay bir şekilde dine getiriliyor.Bunu nasıl görüyorsunuz
Narın kızımız, Allah rahmet eylesin. Gerçekten yüreklerimizi dağladı. Aslında bizim için ,insanlık için bir utançtır biliyor musunuz. Bu küçük kızımızın her ne şekilde olursa olsun böyle bir sonla ,böyle bir acıyla ruhunu teslim etmesi insanlık adına hepimiz için bir utançtır.
Diğer taraftan niye dine dayadılar bunu ,orada çocuğumuzun Kuran Kursundan çıkıp geliyor olması ,çocuğumuzun cesedinin oradaki caninin götürüp suya atıp sonra namaz kıldım demesi ve buradaki yalancılara ,iftiracılara, fesatlara, din düşmanlarına, vatan hainlerine bu anlamda alan açmış oluyor. Şimdi düşünüyor musunuz, bu milletin çocuklarını ,kızlarını ,çocuklarını ,erkeklerini ilkokul ,orta okul çağındaki çocuklarını dağa kaldırıp oradan vatana, millete ,bayrağa karşı savaşan hainler, namussuzlar bile çıkıyor, burada bunun üzerinde dine yürümeye çalışıyor ,buradan kendilerine bir şey bulmaya çalışıyorlar ise ,herkes haddini, hududunu bilecek. Bu aziz millet bu anlamda bunlara alanı bırakmayacak, dolayısıyla bizler bu milletimizin içerisinden çıkmış ,bağrından çıkmış teşkilatları olarak bu köhnemiş zihniyete karşı, bu ebu cehil zihniyetine karşı da alanı bırakmayacağımızda belirtmek istiyorum .Özellikle o terör örgütünü simgeleyen, yakın duran partinin milletvekillerinin o bölgede yapmış olduğu açıklamaları hadsizlik olarak görüyorum ve kendilerine baksınlar, aynaya baksınlar ,Diyarbakır anneleri partilerinin önünde aylardır nöbet tutuyorlar ,o annelere baksınlar ,utanmadan sıkılmadan çıkıp burada çocuk haklarını savunuyor pozisyonuna bürünmesinler
Kur’an Kursları ile ilgili bir açıklama yapmıştınız.Bir şey mi olmuştu.?
Evet bunlar şimdi şöyle yapıyor. CHP zihniyeti ile birlikte DEM zihniyeti aralarında bir fark yok dolayısıyla yerel yönetimlerde iktidarı ellerine aldıkları yerlerde, müftülüklerimiz de yerel yönetimleri arasında protokolle açılmış olan belediyelerin müştemilatlarında yer alan 4-6 Kur’an Kurslarını, ihtiyaç odak Kur’an Kuşlarını bunlar ilk etapta kapatma cinine gitmişlerdir.
Bizim bu konudaki tepkimiz de buna ,bütün kötü mekanlar, kötü alanlar ,gençliğin içerisindeki bulun bulunduğu durum açıkta, ayan beyan ortadayken, bunlara karşı herhangi bir proje üretmeyen, gençliği herhangi bir çalışma üretmeyen bu iflas şebekesi zihniyet CHP ve zihniyeti almış oldukları belediyelerde Kuran Kurslarını kapattılar ve kapatmaya başladılar bizim tepkimiz bunadır
Öztürk Yılmaz ile sorununuz ne sizin?
Aslında Öztürk Bey’in şahsıyla bizim bir sorunumuz yok .Bizim sorunumuz aynen biraz önceki söylediğimiz köhne zihniyet.
Türkiye’de kim gündeme gelmek istiyorsa ,kim bu anlamda medyada yer almak istiyorsa ,kim bu anlamda bir kesim parselli bir kesim alanda kendisine hayat bulundurmak istiyorsa dine ,diyanete saldırıyor.Hiç kimse La Yü’sel değildir. Herkes eleştirilebilir. Diyanet İşleri Başkanımız da eleştirilebilir. Diyanet İşleri Başkanlığımızın yapmış olduğu faaliyetler eksiktir, noksandır ,bunlar da eleştirilebilir, bunlar adam gibi üslupla eleştirilmesi lazım,. Küfrederek ,hakaret ederek ,kavga ederek bu eleştiriler yapılmaz ,dolayısıyla bir de bunu Atatürk adına yapıyorlar. Bu kirli zihniyetlerine, kirli işlerine, Mustafa Kemal’i de kirli zihniyetlerine malzeme yaparak, Atatürk’ün kurmuş olduğu Diyanet İşleri Başkanlığını itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar,
bizim buradaki tepkimiz buna, eleştirin ,bu konuda ne söylüyorsanız söyleyin ,eleştiriler, cümleler kurun, ama adam gibi ,insanlığınızı kaybetmeden kurun diyorum.
Öztürk Yılmaz 19’da açıklama yapacağım kapıda diyor .Açık oluyor mu Kurum.?
Şimdi 16;00 ’ya çekmiş. Orda olacağız inşallah.Oradaki açıklamadan da yine aynı şekilde kuruma, kurumun faaliyetlerine,din görevlerine ayar vermeye çalıştığı anda biz de örgütsel toplumdan doğan haklarımız ve yetkililerimiz kullanacağız.
Türkiye’de Aile Kurumu neden çökertilmeye çalışılıyor.?
Bugün PKK terör örgütü niye kurulduysa Aileyi göç etmeye çalışanlar ,örgütleri de, derneklerde kuranlar aynı kesimler, bugün ekonomik yönden kim ülkede ekonomik krize sokmaya çalışıyorsa ,buna katkı sunmaya ,alan açmaya, Çanak tutmaya çalışıyorlarsa ,aynen aileye çökmeye çalışan, insana ,Hazreti milletimizi değerlerinden koparıp , aileyi çökertecek milleti çökerteceğini düşünüyor, dolayısıyla aile bizim toplumumuzun çekirdeğidir ,olmazsa olmaz şartıdır ve biz bütün donanımımızı bu konudaki temellerimizi ailemize atalım ,ailemizin yapısı sağlandığında değerler bize ,milli değerlerimize, örfümüze ,adetimize bağlılığımızdan kaynaklanır ,dolayısıyla bu sağlam toplumsal yapımızın aileden kaynaklandığı bildiği için aynen, PKK terör örgütünün iplerini kim elinde tutuyorsa, diğer taraftan ülkeyi çökertmek için buradaki piyonlarınıda kullanarak ,bir de LGBT dernekleri ondan fonlayarak burada bizim içimizdeki insanları da burada aileyi zayıflatıp, dağıtıp böyle bir operasyon çekmeye çalışıyorlar.
Sosyal Medya ve Diziler Aile yapısın ne derecede etkiliyor?
Aslında bu gündüz kuşağı programları özellikle bu milletin başının belası ve bir takım ailelerde işlenmiş olan sapık ilişkiler ta öteden beri istisnai de olsa olabilen şeylerde tasvip etmiyoruz.
Bu anlamda onları sanki milletin genelinde ,ülkemizin genelinde bu çarpık ilişkiler ,bu sapık ilişkiler işleniyormuş gibi bu milletin gözünün içine baka baka evlerine, ekranlara taşıyarak bu konular işlenmeye çalışıyor. Reyting uğruna aynen bu LGBT dernekleri gibi , bu yayınlarda birlikte kapatılması lazım,bakın bunlar kapatılması lazım artık iş işten geçtikten sonra bu milletin evlatları aile yapısı bu millete yabancılaştıktan sonra tedbir alınmasını bir faydası yok
Dolayısıyla iş işten geçmeden tedbir alınmalıdır ülkede LGBT dernekleri kapatılmalıdır özellikle gündüz kuşağı programında bu sapık ilişkileri gündeme getiren bir takım programlar kesinlikle yayından kaldırılması lazım aziz milletimizin örfüne adetine geleneklerine manevi değerlerine uygun programlara bu konuda yol açılması lazım
Gençlik ve Din İlişkisini sormak isterim.Son dönemlerde gençler dinden uzaklaşıyor, giderek deist oluyorlar İslam’a soğuk bakıyorlar .İslam dinimiz tam manasıyla anlatılmıyor mu. Nasıl görüyorsunuz ?
Bu propagandanın bir devamı olarak görüyorum. Evet propagandadır. Elbette o deizm ,ateizm bir takım o tip akımlara da kaplan gençlerimiz vardır. Ama ben genel olarak gençliğimizin iyi bir yolda olduğunu ,gerçekten gelecek vaat ettiğini ,bu konuda iyi bir noktada , sevindirici boyutta olduğunu görüyoruz. B unu söyleyen ,bu cümleler kuran insanların bu gençlerimizin içerisine girerek onları iyi tahlil etmeleri ,gözlem yapmalarını biz tavsiye ediyoruz
Ali Şeriat inin bir sözü var.Ahlaklı olmadan dindar olunmaz .Toplum olarak bir ahlaki sorununuz var mı. Biz Ahlak’ı geri plana mı attık.?
O konularda sıkıntılarımız var. Yani burada namaz kılsa bile ahlaklı olmayı öğütlüyor ,oruç tutsa bile ahlaklı olmayı öğütüyor, çünkü onun için ahlak temelidir, ahlak olmadıktan sonra kişi de namazın ,abdestin, orucunda bir faydası yoktur .Onun için. Ahlakı kendi dünyamızda inşa etmemiz gerekiyor. Halimizde ,kalbimizde o şekilde donanması gerekiyor.
Başörtüsü Anayasal güvence altına alınmalıdır. Yeri tartışmalar var.Bunu niye gündeme getirdiniz.Endişe mi var?
Türkiye’de maalesef tüm tedbirler ,anayasal değil de yönetmeliklerle çare bulunmaya çalışılıyor veya sözlü talimatlarla yerine getirilmeye çalışılıyor. Bunların biz kesinlikle anayasal güvence altına alınmasını istiyoruz .Seçim sonuçlarına göre hareket ediliyor. Yerel seçim sonuçlarına bakıyor ,pusuda yatan, o turnike sahipleri bir yere gitmediler, başörtülü kızlarımızı turnikelere sıkıştıran o Jargon zihniyet bir yere gitmedi, orada bekliyor ,imam hatiplerin önünü kesen zihniyet hiçbir yere gitmedi ki onlar orada bekliyor ,neyi bekliyor, fırsatı bekliyor. Dolayısıyla bunlara fırsat vermemek için kesinlikle ve kesinlikle başörtüsü başta olmak üzere insan hak ve hürriyetlerinin ,özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması, ilgili tüm yasal değişikler yapılması lazım ve anayasaya bunların sokulması lazım
Özellikle 4-6 yaş Kur’an Kursları ile ilgili bu anlamda yasa kesinlikle anayasal pozisyona bağlanması lazım. Şuanda Milli Eğitim Bakanlığında açık bulunuyor ama Diyanet İşleri Başkanlığının yürütmesi bir protokolde devredilmiş bulunuyor.Pamuk ipliğine bağlı ama geleceğimizi beklediğimiz ,çok anlamlar yüklediğimiz projeler maalesef pamuk ipliklerine bağlı ,dolayısıyla anayasa güvenceye kavuşturacak faaliyet göstermesi sağlanmalıdır.
İmam Hatipleri yönelik algılar nasıl yıkılacak ?
Bu da biraz önce söylediğimiz o tezviratçı kesimi, fesat kesimin propagandasının bir ürünüdür.Elbette dindar olduğunu söyleyen insanlar içerisinde yanlış yapanlar olabilir, hatalı davrananlar olabilir ,bu konuda sıkıntılı insanlar olabilir, bu demek değil ki bütün dindar insanlar bu şekildedir, şimdi normalde diğer toplum kesimleri de aynı şekilde ,yani bir kesimde bir insan bir hata yaptı ,bir yanlış yaptı, mahalle hepsi mi ahlaksız olacak , yani bu ülkede örnek veriyorum Atatürkçü olduğunu söyleyen bir kişi hırsızlık yaptı,gayrimeşru bir şey yaptı, yanlış bir şeye karıştı ,yani bütün Atatürkçüler mi o şekilde olmuş olacak, dolayısıyla bunları yerli yerine değerlendirmek gerekiyor toplum anlayıştan sakınmamız gerekiyor dolayısıyla değerlerle bağlı ,gerçekten dinine bağlı insanlar bu ülkeye huzur, sukün getirecek insanlardır.
Yurtdışında çok ciddi bir İslama fobi var. Faşizm hızla ilerliyor.Nasıl görüyorsunuz?
Dünya nizamı maalesef Siyonistleri korumaya odaklı bir kurulmuş ve o şekilde algı yönetimine, her şeyi yöneten ,sosyal medyalarında onların haksızlıklarını, hukuksuzluklarını dillendirecek bir şey paylaştığında anında kaldırabiliyorlar ,anında sosyal medya hesaplarınızı kapatabiliyorlar ve mesela Gazze’de da aynı şekilde o genç kızımızı başından vurarak, katlederek, şehit ediyorlar, burada batı zihniyetini gösteriyor ,Siyonist zihniyeti gösteriyor, Avrupa’nın zihniyeti Amerikan zihniyeti ,dolayısıyla bu zihniyet bugün dünya ölçeğinde de aynı şeyi yapıyor ,ne var bunların şebekenin önünde, İslam var dolayısıyla İslam’ı bu konuda itibarsızlaştırmak ,Müslümanlara itibarsızlaştırmak ,bunları engellemek için Yalanlara başvuruyorlar, bunlara rağmen dünyada ,insanlarımız İslam’a rücu ediyorlar,İslam’a giriyorlar, bunlar da azımsanmayacak şekildedir.
Amerika Birleşik Devletleri Dünya’ya özgürlük getireceklerdi ,insan hakları getireceklerdi,medeniyet getireceklerdi ,dolayısıyla dünyaya ,kan ,zülüm, tecavüz ve soykırımdan başka bu zihniyetin bir şey getiremeyeceği de görünmüş olduğu ,orada Müslümanlar akıllarını başlarına alarak ,oturup ağlamanız ,sızlamanın anlamı yok, şu anda Gazze’de hiçbir şey yapamıyoruz. Sivil Toplum Kuruluşları olarak gereğini yapıyoruz ,gündemde tutuyoruz ,bu anlamda algıyı elimizde tutmaya çalışıyoruz ama hala orada zülüm ve soykırım devam ediyor ,utancın ve ezikliğin Müslümanlar olarak zirvesini yaşıyoruz, oturup dua edelim ,duaya sarılırım. Müslümanlar bir araya gelerek bir güç olması gerekiyor.
İslam dünyası bir araya gelmesi lazım. Oranın buranın hesabına çalışarak hareket etmemeleri lazım .
Sınırını öbür tarafında zülüm devam ediyor ,bu tarafta toplantı yapıyorlar korkularından dolayı kınayamıyorlar bile ,dolayısıyla dünyada yine en cesur ses ,cümleler bu anlamda sadece cumhurbaşkanımızdan döküldüğünü görüyoruz. Müslüman ülkeler toparlanması lazım.Müslüman ülkeleri askeri güçlerini bir araya getirerek İslam NATO’sunu kurarak buradaki Siyonist ABD’ye müdahale etmeleri gerekiyor .Siyonist ABD’ye müdahale etmeleri gerekiyor, oradaki katliamın adı İsrail değil, hepsi var, bütün yedi düvel var ,aynen Çanakkale’ye geldikleri gibi şu anda o zihniyette o anlayış katliamlarını sürdürüyorlar, onun için Müslüman ülkeler olarak da bizlerde aklımız başımıza alarak kendimize gelerek güçlerimizi birleştirerek bu hayasızca akına karşılık vermemiz gerekir
Camiler Nasıl kullanılmalı ?
Diyanet İşleri Başkanlığı ibadet dışında da camileri bir yaşam alanı olarak kullanabilir ,gençlik merkezlerinde gençlerimizin eğitim alanları olarak kullanılıyor, ibadet alanları olarak ,toplanma alanları gibi her şekilde kullanılabilir ,ama bazen yaşlı büyüklerimizin, amcalarımızın, dedelerimizin, yetişme tarzı ,örf anlayışlarından kaynaklı, gençlere ,çocuklara müdahale şekilleri oluyor ,onları da kırmadan ,incitmeden, onlara anlatmak lazım ,dolayısıyla camiler bizim yaşam alanlarımız, hayat bulduğumuz, toplandığımız, cem olduğumuz alanlardı.
Memur-Sen Nasıl gidiyor.?.
Memur-Sen olarak da aynı çalışmaların içerisindeyiz. Özellikle ülkemizde ,gönül coğrafyamızda meydana gelen olay konusunda ilk cümleyi kurup da tavrımızı açıklayan Genel Başkanımız Ali Yalçın bey liderliğinde yine diğer Özlük boyutunda da aynı şekilde toplu sözleşme görüşmelerinde masaya üyelerimizin hangi unvana sahip olurlarsa olsun ,taşıyarak orada haklarını hukuklarını bu anlamda savunmaya çalışıyoruz .Memur-Sen ailesi olarak sendikacılığı kuruşa dayalı bir sendikacılık anlayışı olarak bakmıyoruz ,biz Memur-Sen olarak ailesi olarak sendikacılığı Özlük ve özgürlük mücadelesi olarak adlandırılıyor. Faaliyetlerimizi hem ekonomik şartları ,Özlük haklarını iyileştirme ,hem de ülkemizde gönül coğrafyamızda meydana gelen olaylar milli irademize karşı kastetmeye çalışan bir takım şer akımlarına karşı mücadelelerde bizim esas mücadele alanımız içerisindedir